4-5 yaşlarındayken Önder abime ait Sinclair Spectrum marka bilgisayarla lunaparkta ördek vurmaca gibi bir oyun oynardım. Çok net hatırlamıyorum ama Adam Asmaca da oynuyorduk sanırım. Bir süre sonra “Dur biraz kapatalım adaptörü çok ısınmış” derdi ve zaten ne yaptığımın farkına varamamış olmanın şaşkınlığıyla olay yerinden ayrılırdım. Adaptör kelimesini küçük yaşta öğrenmek zorunda kaldığım için yıllar boyunca “adaktör” diye dolanmışımdır.
Bu da benim sahip olduğum ilk bilgisayar. Amstrad CPC464… Yaş takribi 10-11… Anadolu Liselerine hazırlık seti gibi bir kaset setim vardı, yaşı oradan hareketle söylüyorum. Yeşil ekranlı monitörü vardı. Yanında verilen kullanım kılavuzunda Basic program örnekleri vardı. Oturur 140 satır falan yazardım. Tabi şimdiki gibi değil; kitaptan bakıyorum, ekrana yazıyorum. Sonra da RUN yazıp çalıştırdım mıydı… Ne yaptığımı anlamasam bile şu anda aldığım kadar zevk alıyordum program yazmaktan. Ekranda bi takım çizgiler, daireler falan çıkıyodu. Düşünerek yazdığım ilk program ise sonsuza kadar saymaya yarıyordu. İlgili komutları Önder’den öğrenmiştim. Aradan zaman geçti unuttum. Sonra mantığı kurup tekrar yapabilmiştim.
Orta 2’ye giderken yine Önder’in yukardaki Atari’siyle takılıyorduk. O bilgisayarı almasının amacı o zamanlar pek bulunmayan MIDI özelliklerine sahip olmasıydı. Gece geç vakitlere kadar Önder’in eve gelmesini bekliyordum. O gelince Twelve isimli programla kanal kaydı yapıyorduk. Bir de Korg M1 klavyesi vardı sanırım o zamanlar. Gelişmiş MIDI özelliği sayesinde Prince of Persia oyununu o zamanlar kimseye nasip olmayan müzikler ve seslerle oynuyordum.
Amiga 500’le oyun oynama şansını da üst komşumuz Burak sayesinde yakaladım. Para biriktirip o zamanlar atari salonlarında oynadığım Final Fight (Guy, Cody, Haggar) oyununun disketini almıştım. Atari salonundaki gibi değildi tabi, çok bozulup disketi Burak’a hediye etmiştim. Bir de Burak’la paso Need For Speed oynuyorduk sanırım. Aha! Oynadığım ilk çok kullanıcılı oyun… Ekran ikiye bölünürdü ve yarışırdık. Tırların altından geçince “Yeeeehaaa” diye bağırıyodu şoför. O sesi halen duyabiliyorum. Fekat bi yukardaki Atari mi yoksa bu mu hayatıma daha önce girdi çıkaramadım valla.
Sonra da Yenal’ın Amiga 1200’ü… Bunda da Realms diye bi oyun oynuyoduk. Müzikleri çok süperdi, çok etkileniyoduk:)
Aradan uzun yıllar geçtikten sonra da Pc’dir Laptop’tur devam ediyoruz işte.
Son Yorumlar