İhtiyaç Molası
İş icabı bir kaç aydır Ankara’dayım. Yalnız hemen hemen her haftasonu İstanbul’a gidip geliyorum. Dün akşam İstanbul’dan Ankara’ya dönerken “Du bikere de şu pahalı firmalardan biriyle gideyim de belki rahat uyurum. Zira yarın işe gideceğim” dedim. Bilet fiyatı normalin iki katı. Birini aradım; firmanın cingıl’ı çıktı kapattım. Otobüs firmasının şarkısı olur mu ya? Soğudum birden… Neyse diğer bir pahalı firmayı aradım, onda da müzikle karşılaştım ama en azından firmadan bahsetmiyordu. Baktım yer de var ayırttım yerimi.
Kardeşim bu ne rahatlık, bu ne konfor!? Koltuklar deriden, geniiiş. Tek kişilik koltuklar da var ama onlarda yer kalmamıştı. Oturduğum en rahat araç koltuğuydu. Günlerce yol alsan koymaz, o derece. Kaptan bile görünce gülümseyip “Hoşgeldiniz” falan diyo. Koltuklarda müzik sistemi falan var ondan bahsetmiyorum, duymuşsunuzdur.
Yalnız anladım ki böyle bir firma bile “Hayvanlığın lüzumu yok” anlayışından yoksun! Kışın ortası, zaten herkes kalın giysilerle donanmış, aracın içini o kadar sıcak yapmanın mantığı nedir yahu! İkincisi şimdiye kadar gördüğüm tüm şoförler Bolu Dağı’nda sapıtıyo. Baktım bu da ne kar dinliyo ne buz, bastıkça basıyo. Bi ara sis nedeniyle görüş mesafesi 5-10 metreye düştü; inanmazsınız adam 90’la falan gidiyo. “Amaan” dedim. “Takmışım kemerimi de zaten”. Yattım uyudum.
Son Yorumlar